Gülizar
Çanakkale'ye 15 km. uzakta kalan zeytin, ceviz, göknar, sarıçam ve nice ağaçlarla kaplı bir köyde ailesi ile birlikte yaşıyordu genç adam. Zeytinlikleri en büyük gelir kaynakları olmuş, bunun yanında tadından yenmez domatesleri vardı ki bir yiyen bir daha başkasını yiyemezdi ona göre. Dalından hafif kızarmış domatesi koparıp şöyle derin bir nefesle kokusunu içine çektiğinde sanki en güzel kokuyu duymuş gibi olurdu insan. Çocukluğunda koparıp gömleğine sürttükten sonra büyük bir iştahla ısıra ısıra yediği o domatesin tadı hiç değişmemişti, hâlâ ağzını sulandırır çocukluğunu hatırlatırdı ona. Zeytin de böyleydi onun için. Annesi hep " Çocukluğundan beri önüne bir tas zeytin ile iki domates ver gıkı çıkmaz, bıkmadan üç öğün yer" derdi onun için. Kardeşi de onun gibiydi, çocukke...